All Düşünür yazar abdusselamsemre.com!

"Zülküfl As." Kitabından;

 

* Başta, Peygamber(s.a.v.) Efendimiz kabirleri ziyareti yasakladı.  Bir kişi iman sahibi ise, seyir yolunda gidiyorsa, Peygamber(s.a.v.) Efendimizin ailesinden bir kanala bağlı ise, o kişi Zülkifl(a.s.)’ı ziyarete giderse, o kişi bu Üstadın zenginlik elinden nasip alır. Mana yönünden, manevi rızık alır. Peygamber(s.a.v.) Efendimizin ashabı bu denilen yerde yerini alıp da oturmadığından dolayı Güzel Peygamber(s.a.v.) bu nedeni anlayamayacakları için onları kabir ziyaretinden men etti. Ama dirilik kazandıktan sonra onlara; “Şimdi kabirleri ziyaret edebilirsiniz.” dedi. (Sayfa 27)

* Peygamber(s.a.v.) Efendimiz diyor ki; “Ben, amcam Hamza, damadım Ali, Caferi Sadık ve ahir zamanda gelecek olan Mehdi, bunlar bütün cennetlerin efendileridir.” diyor. Yut bakalım yutabilirsen... Hadis kitaplarında yazılıdır. Fakat söylenmiyor. Bu da çok mühimdir. Peygamber(s.a.v.) Efendimiz; “Bunlar efendidir.” diyor. (Sayfa 38)

* Zülkifl(a.s.)’a inanırsan, Zülkifl(a.s.) yolunda mana desteğini görürsen, aynı zamanda bu devirde, Peygamber(s.a.v.) Efendimiz döneminde, Peygamberliğini ilan edinceye kadar bu kitaplar ile “an!” dediğine göre, ondaki hükümler ne ise, onları meydana çıkarır yaşarsam, ben onlar ile Tevrat’ı yaşıyorum. Bakınız, size bir şey daha söyleyeyim. Bu devirde en çok Tevrat’ı okuyorsunuz fakat farkında değilsiniz. Bu vücud-u hakikilerin uzantısında, bunlar Kur’an-ı Kerim’de, o Güzel Peygamber(s.a.v.)’in ağacında yer aldıkları için, bunlar kıyamet kopuncaya kadar mana hakikatinde asla ebter değillerdir. Onların maneviyatlarından istifade edersiniz. Bütün insanlık bunlardan istifade ediyor. (Sayfa 55)

* Bütün peygamberler aynı ayarda değildir. Peygamberlik kendisine verilmiş olarak aynıdır. Mana hakikati ile hiçbir Peygamber Peygamber(s.a.v.) Efendimizin yerinde, O’nun durumunu ne anlayabilir ne de kavrayabilir. Onun için kemal ehli kişiler şöyle söylediler. “Ya Rabb el Alemin! Sen’i şanına yaraşır şekilde ne anlayabildik, ne de kavrayabildik. Ama Sen’in Peygamber’ini de öyle. Anlayamadık ve kavrayamadık.” diyorlar. (Sayfa 60)

* Bir yerde bakıyoruz ki, velayeti koruyan bir peygamberden söz ediliyor. Ona da biz İlyas(a.s.) diyoruz. Bir yerde de bakıyoruz ki, ötelerden haber getiren bir vücud-u hakikiye sahip bir peygamber vardır. Kişi onun peygamberliğini ister kabul etsin, isterse etmesin. Hızır(a.s.) vardır. Bir peygamber de var, nübüvveti koruyor. O da İsa(a.s.)’dır. (Sayfa 71)